Mehmet Nâzım 1886 Kayseri doğumlu bir Osmanlı subayı.
Adını ilk kez geçen sene change.org da isminin bir tren istasyonuna verilmesi için oluşturulan imza kampanyasında duymuştum. Türk tarihi nice kahramanlıklarla doludur fakat onun hikayesi bir başka geliyor insana.
Şöyle başlayalım;
Mehmet Nazım bey,
Beşiktaş Askeri Rüştiyesi ve Bursa Askeri İdadisini bitirdi. 14 Ocak 1904’te Harp Okulu’na girdi. 20 Eylül 1907'de Harbiye'den teğmen rütbesiyle piyade sınıfı üçüncüsü olarak mezun oldu.
Balkan savaşları ve I. Dünya savaşında farklı görevlerde ve bölgelerde başarılı bir şekilde hizmet veren Mehmet Nazım bey, 1919 yılında işgal altındaki İstanbul'da bulunduğu esnada İngilizler tarafından tutuklanacağını öğrenip Anadolu'ya geçiyor ve Kuvayı Milliye kuvvetlerine katılıyor.
Mehmet Nazım Bey Galiçya'da cephede |
Yazılanlara göre Mehmet Nazım anti militarist bir dünya görüşüne sahip |
Cephelerde geçen ömrü 15 temmuz 1921 Kütahya-Eskişehir savaşları esnasına Kütahya’nın 30 km güneydoğusundaki Çöğürler İstasyonu'nda son buldu. Şehit olduğu sabah Yumruçal'daki 40. Alay mevzilerine gitmişti. Alayın karşısındaki hâkim tepenin tutulmadığını görünce sinirlendi.
Mehmet Nazım Bey yanındaki Süvari Takım Komutanı’na derhal tepeyi işgal edip, takviye kuvvetler gelene kadar düşman taarruzuna karşı savunmasını emretti. Ancak Yunan birlikleri tepeye çoktan sızmışlardı. Açılan makineli tüfek ateşi ile elinden ve göğsünden vurularak ağır yaralandı.
Alay Kurmay Binbaşı Cemal’in alkolik olduğu, Nazım'ın kendisine pek güvenmediği ve o sabah özellikle 40. Alay mevzilerini görmeye gittiği söylenir.
Saygı ve minnetle..
İlk Elçi olarak görevlendirilen Abdurrahman Samadani’den sonra, Afganistan’a tam yetkili Türk Büyükelçisi olarak ilk kez Korgeneral Ömer Fahrettin Türkkan Paşa atanmıştır.
YanıtlaSilYenigün gazetesi ile yaptığı röportajda: “Malta’da iken hastalanmıştım. Esaret bittikten sonra arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine tedavi için Berlin’e gittim. Beni muayene eden doktorlar, altı ay istirahat verdiler. Bu iyileşme dönemi bitmeden Anadolu’ya koştum ve 1921 24 Eylül’de ilk defa Ankara’ya geldim. Hastalığım askerî hizmette çalışmama engel olsa bile bütün varlığımla orduda çalışmayı istiyordum. Fakat Afganistan elçiliğine tayin etmişler. Teklif ettiler. O sırada Samsun’a çıkan ailemle görüşmek üzere oraya gitmiş idim. Şimdi dönüşümde atamamın kesinleşmiş olduğunu gördüm.” demiştir.