Ana içeriğe atla

Mustafa Kemal ve Şehzade Vahdettin'in Almanya seyahati 1917

15 Ekim 1917 Tarihinde II. Wilhelm Çanakkale gezisi sırasında Osmanlı padişahı olan V. Mehmet Reşat'ı Almanya'ya davet etmiştir. Fakat sultan sağlık sorunları nedeniyle Almanya gezisine çıkamamaktadır. Kendisi yerine Şehzade vahdettin'in seyahate çıkmasını uygun görmüştür. Bunun sonucunda 15 Aralık 1917 Tarihinde sirkeci tren garından Almanya'ya yola çıkacak heyet hazırlanır Heyetin içinde Tümgeneral Mustafa Kemal Paşa'da vardır paşa ekim ayı sırasında Suriye cephesinde yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu İstanbul'a dönmüş ve bu heyetle hareket etmeye imkan bulmuştur. 

                                                    Sirkeci tren garı 

Seyehat başlamadan bir gün
 önce Vahdettin le buluşan Mustafa kemal gözü kapalı bir iki cümle kuran soluk Vahdettini görünce çok şaşırmıştı. 

Mustafa kemal yanındaki Naci beye dönerek şunları söyledi:

Zavallı acınacak bir adam bunlarla ne yapılabilir'ki bu zavallı yarın padişah olacak kendisinden ne beklenilebilir.


Seyehat günü gelmiş ve Mustafa kemal gara gitmişti daha önceden şehzadenin yaverlerine 
'Şehzade üniforma giyerek gelsin' demiş Fakat şehzade sivil bir şekilde gelmişti. 

Bunun sebebini sorulduğunda ise şehzadenin orgeneral rütbesinin korgenerale düşürülmesi sonucu Protesto amaçlı yaptığı anlaşılmıştı. 

Mustafa Kemal anlatıyor: Veliahdın yanına yaklaştım başkumandan vekili Enver paşada oradaydı 'Asker hazırdır kendilerini selamlayınız' dedim. Vahdettin yüzüme baktı 'Nasıl?' demek istiyordu. işaret ettim siz yürüyün arkanızdan biz geleceğiz dedim vahdettin askerin önünden geçerken iki elleri yukarıda anormal ve şuursuz selam vererek yürüdü geriye dönüp trene bindik bu pencereden askeri selamlayınız dedim 'ne için lazım mıdır?' dedi. Evet lazımdır dedim. 

Ve Bad Kreuznach Seyahati böylece başlamış oldu 


Mustafa kemal ve vahdetinin odaları ayrı ayrı olması Mustafa kemali rahatsız ediyordu ama yapacak bir şeyde yoktu tren Trakya topraklarına yol aldığı esnada vahdetinin adamlarından biri geldi ve 

Efendimiz sizi odasına davet ediyor diyerek çağırdı. 

Mustafa kemal durumdan memnun olmuş ve bunun hakkında şunları söylemişti: 

Doğrusu bu davet beni memnun etti yarınki padişahı tanıma ve inceleme fırsatına kavuşuyordum. Vahdetinin salonundan gireceğim vakit kendisini ayakta beni bekler vaziyette buldum oturdu ve bana oturmam için bir yer gösterdi bu defa sarayında çok defa sarayında gözü kapalı konuşan vahdetini büs bütün başka bir vaziyette buldum bilakis gözlerini kuvvetle açmış dikkatle bana bakıyordu. Bir nutuk söyler gibi şu tarzda konuştu: 

Affedersiniz paşa hazretleri: Bi kaç dakika öncesine kadar kiminle Seyehat etmekte olduğumu bilmiyordum bana izah etmemişlerdir ancak tiranin hareketinden sonra aldığım bilgi üzerine yüzünü görmeden çok tanıdığım ve taktir ettiğim bir kumandanla beraber olduğumu anladım Ben sizi çok iyi bilirim! arı burnunda ve anafartalarda yaptığınız bütün icraatlar ve kazandığınız başarılar tamamen malumumdur. Siz İstanbul ve her şeyi kurtarmış olan kumandansınız!. 
beraber Seyehat etmekte olduğumuz için çok memnunum ve iftihar içindeyim Demiştir. 

Mustafa kemal vahdetine olan ön yargılarını bir kenara bırakıp bu sözlerden çok memnun olduğunu dile getirmiş ve 'Bu adam akıllı bir adam olmalıdır' memleketi beraber savaştan kurtarabiliriz! düşüncesi kuvvetlenmişti. 

Seyehat günleri geride kaldıkça ikilinin arası dahada iyileşmiş ve samimi konuşmalar gerçekleştirmişlerdi 

Bad Kreuznach Kentinin Alman karargahlarından birinde tren durdu Trenden indiler onları üst düzey bir alman heyeti karşılamıştı.

Alman heyeti Vahdetinin heyetini karşılıyor 

Vahdetinin yanında bulunan Naci paşa Vahdettine 

Efendim heyetinizi tanıtınız efendim! demiş. 

Vahdettinde bunun üzerine ilk olarak Mustafa kemali tanıtmaya başlamıştı 
Tam o sırada Alman imparatoru II. Wilhelm yüksek bir sesle 
16. Kolordu Anafarta! dedi Tüm Osmanlı heyetinin gözü Mustafa kemale çevrilmişti 
Mustafa kemal paşa ise mahçup bir şekilde önüne bakıyordu. 
İmparator II. Wilhelm Tekrar bağırdı

Siz 16. Kolordu komutanlığını anafartalarda yapmış Mustafa kemal değilmisiniz? 
 
Mustafa Kemal Mahçup bir şekilde Evet cevabını verdi 

(Buda Çanakkale Destanının Avrupa'da nasıl şiddetli yankı uyandırdığının göstergelerin dendi) 

Mustafa kemal burada Dönemin en ünlü Alman komutanları olan 
ludendorff ve hindenburg'la görüşme fırsatı bulmuştur. 

ama bu iki komutanın varsayımları Mustafa kemalin hoşuna gitmemiş ve heyete savaş planı için daha kesin çözümler bulunması gerektiğini söylemiştir. İçten içe Mustafa kemal Savaşı Almanların kaybedeceğini düşünmeye başlamış ve bunu heyetine söylemişti Vahdettinde bu durumda Mustafa kemale katılır vaziyetteydi. 

Bi kaç gün sonra Almanlar Türk heyetini en güvendikleri cephelerden birine götürdü Tecrübeli komutanlar harita üzerinde muazzam planlar yapıyor ve sunuyorlardı. Vahdettin durumdan çok etkilenmiş ve Mustafa kemalin kulağına eğilerek ya buna ne dersiniz? demiştir. 

Mustafa kemal ise:Haritada gösterilen yeri bizzat görmeyi teklif edilmesini istedi 

Vahdettin ise bu teklifi Almanlara sundu ve Ateş hattına gidildi 

Vahdettin daha emniyetli bir yolu tercih etmiş 

Mustafa kemal ise Asker inadım tuttu! diyerek kendi çizdiği krokiden bölgeye gitmeye karar verdi gözetleme yapan alman askerleriyle karşılaşan Mustafa kemal askerin yanına giderek (Müsaade ederseniz bende bakayım) dedi. 

Gözetmen askerlerin verdiği raporlar doğruydu fakat Almanlar bu plana göre kaybeder durumda gözüküyordu 

Paşa Askere döndü ve şöyle söyledi:O halde tehlikedesiniz 

Askerlerde:Öyle demekle yetindi

maalesef en güvenilen cephe bile bu haldeydi 

Bir başka gün sonra bölge valisi Türk heyetiyle görüştü ve bir buluşma gerçekleşti Vali vahdettin le ermeni meselesi hakkında konuşmaktaydı. Vahdettin bu konu hakkında bilgi sahibi olarak gördüğü Mustafa kemali çağırdı vali açıkça Türkleri suçluyordu. Bunun üzerine Mustafa kemal şunları söyledi 

Siz nasıl şehzadeyle böyle konuşursunuz! Üstelik hiç bir şey bilmeyerek tarzında cümleler kurmuştu son olarakta şunları söylemişti vali hazretleri biz cepheleri dolaşan bir heyetiz buraya ermeni meselesini konuşmak için değil müttefikimiz Alman ordusunun gerçek durumun anlamaya geldik bunu anlamış olarakta memleketimize dönüyoruz 

Gezinin bitmesine yakın vahdettin le Mustafa kemal baş başa kalmış ve Mustafa kemalin anlatımıyla şu konuşmalara geçmişti 

Vahdettin:Bundan sonra ne yapmalıyım? 

Paşa:Osmanlı tarihini biliriz bu tarihin bir takım safhaları vardır ki sizi korku ve endişeye sevk ediyor bunda haklısınız ben size bir şey söyleceğim ve o teşebbüste hayatımızı sizinle birleştireceğim memnun olurmusunuz? 

Vahdettin:Söyleyiniz  

Paşa: henüz padişah değilsiniz fakat Almanya'da gördünüz ki. Veliahtİİmparator,Prensler hep iş üstündedir neden siz tüm işlerden uzak kalasınız 

Vahdettin:Ne yapabilirim 

Paşa: İstanbul'a gider gitmez ordu komutanlığı isteyiniz ben sizin kurmayınız olurum 

Vahdettin:Hangi ordu komutanlığını 

Paşa:5. Ordu komutanlığını 'bu ordu boğazı koruyacak orduydu' 

Vahdettin:Bu komutanlığı bana vermezler 

Paşa:Siz İsteyiniz 

Vahdettin:İstanbula gittimiz zaman düşünürüz 

Cevabını vermişti. 

Tren 
Bad Kreuznach istasyonundan sofya'ya geldiği zaman Heyeti karşılamaya gelen sofya büyük elçisi fethi beye Mustafa kemal paşa şunları söyledi:

Şuna kesin olarak inandım ve kanaat getirdim ki Almanlar savaşı kaybetmiştir biz ne yapıp edip ayrı bir barış yapmalıyız ve savaştan en az zararla sıyrılmalıyız. Dedi

İstanbul gelindiğinde Tarih 4 ocak 1918 idi ve Almanya ziyareti böylece tamamlanmış oldu İstanbul gelindiğinde vahdetinle Mustafa kemal ayrıldı. Çünkü Mustafa kemal ömür boyu çekeceği böbrek rahatsızlığından yatağa düşmüş vaziyetteydi İstanbul'dan viyanaya viyanadan krazberg'e sevk edildi aylar süren tedaviler süresince 4 temmuz 1918 de Vahdettin ani bir şekilde tahta geçti padişah ölmüş yerine vahdettin tahta geçmişti Mustafa kemal paşaya arkadaşları İstanbul'dan mektuplar yollamakta ve İstanbul'a gelme çağrısı yapmaktaydılar. 

Paşa tam olarak iyileşmeden İstanbul'a gitti ve vahdettin le buluştu 

Mustafa Kemal Paşa anlatıyor: 


Beni çok nazik bir şekilde kabul ettiğini söyleyebilirim. Daha fazla hoş görülü idi oturdu bana'da karşısında yer gösterdi ve bir sigara ikram etti. Kendisi'de bir sigaraya yaktı yaktığı kibriti bana verdi bu durumda çok ümitlenmiştim evvela kendisini tebrik ettim kendisine çok önemli bir anda Osmanlı tahtına çıktığını söylerken dedim ki:

Fikirlerimi çok açıkça ifade etmiştim bu dakikada aynı tarzda konuşmama müsaade buyurur musunuz  

hayhay dedi 

Mustafa kemalin önerileri: 

Derhal baş komutanlığı üstünüze alınız kendinize vekil değil bir erkan-ı harbiye reisi tayin ediniz her şeyden önce orduya sahip ve hakim olmak lazımdır ancak ondan sonra düşünülen kararlar uygulanabilir. 

Vahdettin ise:Sizin gibi düşünen başka komutanlarda varmıdır? 

Mustafa kemal:Vardır 

Vahdettin:Düşünelim.

Dedi ve konuşma kendiliğinden sona erdi izin aldı ve çıktı  
 
Daha sonraki görüşmelerde paşa ısrarını sürdürdü 

Vahdettin ise şu cevabı verdi:Paşa! ben her şeyden evvel İstanbul halkını doyurmak mecburiyetindeyim İstanbul halkı açtır bunu temin etmedikçe alınacak her tedbir isabetsiz olunur. 

Paşa:Önce vatanı kurtarmak sonra İstanbul'u doyurmak gerekli bunlar bağlantılır.

Dese de sonuç değişmez ve kendisini hayrete düşüren şu cevapla karşılaştı: 

Ben icap eden şeyleri talat ve Enver paşa hazretleri ile görüştüm!

 yolculuk esnasında bu kişilerden nefret ettiğini ve vatanı işgale sürüklediklerini söyleyen Vahdettin şimdi bambaşka konuşmuştu. 

sonrada vahdettin gözünü kıstı ve elini uzattı görüşme burada sonra erdi 

Mustafa kemal bu görüşmeden sonra:'Vicdanen vazifemi yerini getirdim' diyecektir. 

Ülkenin kurtuluşunun başka çıkar yollarını olduğunu ve bu meseleye farklı bakması gerektiğini çabucak kavramış ve Padişahı ikna etme yollarından vazgeçmiştir. 

Ve vahdettin hakkında şu çarpıcı sözü söyledi:Hacı zannettiğimiz adamın koltuk altından haç çıktı!

Bir süre sonra Mustafa kemal Enver Paşa'nın ısrarı ile tekrardan Suriye cephesine tayin edildi Enver Paşa'nın amacı İstanbul'umda tek otorite olmak idi bunuda Mustafa kemali istifa ettiği bölgeye tekrar tayin ettirerek başardı. Şimdi tekrar aynı bölgeye gidiyordu. 

Vahdettin paşaya tayin haberini verdi paşa dışarı çıktı ve Enver paşayı ve vehip paşayı dışarda güler vaziyette buldu  

Mustafa kemal söze başladı:Bravo! tebrik ederim muvaffak oldunuz azizim hiç olmazsa biraz esaslı tedbirler için konuşalım benim bildiğime ve anladığıma göre Suriye ordu kuvvet isimden ibarettir beni oraya göndermekle güzel bir intikam alıyorsunuz daha sonra gelenek görenek dışı bir şey yaptınız bizzat padişaha bana karşı emir verdirdiniz. 

Enver paşa ve Vehip paşa bu duruma sadece gülümsediler.

Kaynakça : Mustafa Kemal'in Ağzından Vahdettin Yazar: Falih Rıfkı Atay Atatürk 100 yıl önce Almanya’daydı - DW Türkçe Atatürk'ün yaşamından Almanya seyahati Alman imparatorlu II.Wilhelm'in osmanlıya son ziyareti 1917

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mehmet Nâzım Bey

  Mehmet Nâzım 1886 Kayseri doğumlu bir Osmanlı subayı.  Adını ilk kez geçen sene change.org da isminin bir tren istasyonuna verilmesi için oluşturulan imza kampanyasında duymuştum. Türk tarihi nice kahramanlıklarla doludur fakat onun hikayesi bir başka geliyor insana. Şöyle başlayalım; Mehmet Nazım bey, Beşiktaş Askeri Rüştiyesi ve  Bursa Askeri  İdadisini  bitirdi. 14 Ocak 1904’te  Harp Okulu ’na girdi. 20 Eylül 1907'de  Harbiye 'den teğmen rütbesiyle  piyade sınıfı üçüncüsü olarak mezun oldu. Balkan savaşları ve I. Dünya savaşında farklı görevlerde ve bölgelerde başarılı bir şekilde hizmet veren Mehmet Nazım bey, 1919 yılında işgal altındaki İstanbul'da bulunduğu esnada İngilizler tarafından tutuklanacağını öğrenip Anadolu'ya geçiyor ve Kuvayı Milliye kuvvetlerine katılıyor. Mehmet Nazım Bey Galiçya'da cephede